Erdek & Mysia
Erdek, Kapıdağ yarımadasında antik adı Mysia olan bölgenin sınırları içindedir. Bölgedeki en önemli antik yerleşim merkezi Kyzikos ise, M.Ö.7.yüzyılda Miletosluların kurduğu tarihi kentlerden biriydi. 200 gemi barındırabilen limanı, geniş ve verimli toprakları ile Pergamon Krallığına kadar uzanan Kyzikos coğrafi konumu itibarıyla büyük bir gelmişme göstermiş ve Kyzikene adlı altın ve gümüş alaşımından yapılan değerli sikkeleri ile ünlü bir sanat merkezi haline gelmişti.
Erdek, located in Kapidag Peninsula stands within the borders of a territory called Mysia with its ancient name. The most important ancient residency centre in the zone called Kyzikos was one of the oldest towns Miletus residents built B.C 7. Kyzikos with its geographical location, its seaport harbouring 200 ships, wide and abundant soil reaching to Pergamon had shown enormous progress and moreover with its Kyzikene-hard money made of gold and silver had become a famous art
centre.


Tarih boyunca Arteka diye anılan Erdek, ilk çağlardan bu yana Kapıdağ Yarımadası üzerinde kurulu yerleşim merkezleri arasında yer alarak çok önemli bir liman ve ticaret merkezi konumuyla daima öne çıktı. İşte bu tarihi perspektif içerisindeki Erdek, günümüzde de globalleşen Türkiye’nin gelişme ve ilerlemesi yolunda gelecek yıllarda ülkemizin en önemli turizm ve ticaret limanlarından biri olmaya adaydır.
Erdek, remembered as Arteka throughout history, has stood out as a momentous seaport and trade centre by taking its place among settled areas built on Kapidag Peninsula. It also is a candidate today of globalising Turkiye to become one of the most important tourism and trade ports in the following years.
M.Ö.334’te Büyük İskender’in eline geçen Kyzikos onun ölümünden sonra bağımsızlığına kavuştu. Roma döneminde, Olympus’un 13. Tanrısı ilan edilen imparator Hadrianus adına yaptırılan ve geç Roma döneminde dünyanın 7. Harikası olarak kabul edilen büyük Zeus Tapınağı kente Metropolis – Neokoros ünvanını kazandırdı. Bizans hakimiyetinde, İstanbul’un başkent olması üzerine önemini kaybeden kentin sonraki yıllarda deprem ve yangınlardanda etkilenen halkı, bugünkü Erdek’in bulunduğu alanda kurulu Arteka’ya göçtü.


The city that fell into the hands of Alexander the Great in B.C 334, gained its freedom after his death. In the Roman time, the Temple of Zeus built on behalf of Emperor Hadrian who was proclaimed to be the 13th god of Olympus, earned the city title; Metropolis-Neokoros. During the Byzantine reign with Istanbul becoming the capital city, the city lost its significance and lost its priority affected by the earthquakes and fires in the following years. The city residents moved to Arteka located in today’s Erdek.

Coğrafi konumu nedeniyle, Kuzey rüzgarlarına kapalı olan Erdek, bu nedenle bol oksijenli, gayet hoş ılıman ve yumuşak havasıyla yüzünü ve kollarını güneye ve güneşe açmış olarak, doğanın en güzel renklerini dört mevsim biz ziyaretçilerine cömertçe sunmakta ve bir yeryüzü harikası olarak denizi, kumu, zeytinlikleri ve yemyeşil bitki örtüsü ile tüm güzellikleri bir arada barındırmaktadır.
Erdek, embracing all beauties with its sea, sand, olive groves and very green nature, is a natural marvel opening its arms to the south and the sun. On the other hand, due to its geographical location, its no pass position to the northern winds, offers a moderate climate and the most beautiful colours of the nature to us during all four seasons.